AKDENİZ'DE FELSEFE
  FELSEFE-SOSYOLOJİ İLİŞKİSİ
 
FELSEFE-SOSYOLOJİ İLİŞKİSİ
 

Felsefe ile sosyoloji. Bu iki bağlamı ele almak için öncelikle felsefe ile sosyolojinin neler olduğunu bilmek gerekir. Sonrasın da ise, felsefe ile sosyoloji arasında nasıl bir ilişki olduğunu kısaca açıklayacağım.
 
Teorik olarak felsefe; yunanca da “seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum” anlamına gelen philo ve “bilgi, bilgelik” anlamına gelen sophia sözcüklerinde türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplinler topluluğudur. Bu tanıma göre; felsefe yunanlılar için bilgelik sevgisi anlamına gelmiştir. Felsefenin konusu “nihai ve en yüksek şeyler” genel olarak varlık, bir bütün olarak evrenin kendisini yada insanın eylemlerini, yaşamını ve yazısını en temelli bir biçimde etkileyen şeydir.
 
Sosyoloji ise insanın toplumsal yaşamının, insan grupları ile toplumlarının bilimsel incelenmesidir. Sosyoloji, sosyal varlıklar olarak bizim kendi davranışlarımızı ele aldığından, baş döndürücü ve zorlayıcı bir girişimdir.
 
Genel olarak düşünüldüğün de hiçbir şey felsefesiz olamayacağı gibi sosyoloji de felsefesiz olamaz. Felsefeyi bu kadar üstün kılan nedir? Nasıl oluyor da felsefe yaşamımızda ki her alanda karşımıza çıkıyor? Aslında felsefe sadece sosyoloji ile ilişkili değildir. Bizler farkında olmaksızın yaşamımızın büyük bir bölümünde farklı düşüncelere sahip olmak amacıyla felsefeyi kullanırız. Felsefe sayesinde sorular üreterek düşünce sistemimize renk katarız. Bu sayede felsefe aracılığıyla farklı düşünceler ortaya koyabiliriz. Sosyoloji ise, toplumun düzenini, toplumun işleyişini ele alarak inceler. Fakat bunları yaparken felsefeden yararlanır. Çünkü toplumun düzeninin nasıl sağlanacağı konusunda olaylara farklı bakış açısı getirerek yenileşmeye açık bir toplum düzeni sağlanır. Yenileşmeye açık toplumlar ise gelişim konusunda her zaman diğer toplumlardan bir adım öndedir. Birey olara felsefenin bize kazanımları şöyle açıklanabilir, toplum içerisinde neyi ne zaman yapmamız gerektiğini, yeni fikirlere açık olmamız konusunda birey olarak bize yardımcı olur.
 
Felsefesiz hiçbir bilim olamayacağı gibi sosyoloji bilimi de felsefesiz olamaz. Felsefi yöntemleri kullanmadan düşünce yolunda yeni bir çığır açmamız olanaksızdır. Düşünce yolunda gelişmemiş toplumlar her zaman için bağnazlığa mahkum toplumlardır. Bir toplumun gelişebilmesi için sürekli yenileşmesi, yeni fikirlere açık olması gerekir. Bu açıdan toplumların gelişmesi için felsefenin gerekliliği yadsınamaz.
 
SEMA AĞAOĞLU
 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol