AKDENİZ'DE FELSEFE
  MERAK ÇATISINDA BİRLEŞEN İKİ ŞEY FELSEFE VE AŞK
 

MERAK ÇATISINDA BİRLEŞEN İKİ ŞEY: FELSEFE VE AŞK

 İnsanoğlunun doğasında var belki de; merak etmek, sorgulamak… Benim de hep merak ettiğim ve bir türlü cevap bulamadığım verilen cevaplar üzerinde tekrar tekrar düşündüğüm bir şey vardır: Aşk.

 “Aşk nedir?” sorusu bende sonu görülmez bir yol, gidip de varılamayan bir kasaba gibi… Bilindik bir söz vardır ya: Ben âşık oldum galiba. Bu cümleyi yeryüzündeki herkes kullanmıştır aslında.

  Aşk nedir diye sorulduğu zaman rengârenk tanımlar geliyor, rengârenk insanlardan. Kimi şairce, kimi ozanca, kimi çizerek, kimi yazarak, kimi ezgilerle ve sayamadığım daha birçok şekliyle tanımlar yapar aşk hakkında.

Herkes kendince en güzel tanımı yapıyor, bazıları da aşkın tanımını yaşadıkları efsaneleşmiş aşklarıyla yapıyorlar.

    Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı ve aklıma gelmeyen ya da dillerden uzak yaşanmış birçok aşk hikâyesi… Bunlardan daha güzel aşkın tanımını kim, nasıl yapabilir ki? Ya da gerek var mıdır? Bu aşk hikâyelerine bakınca aşk aslında hasret kalmak, sevdiğine ulaşamamak, onun uğruna ölmek ve vuslatın hiçbir zaman mümkün olmamasındadır o gizemli tanım.

    Herkes bir tanım yapar kendince doğru saydığı. Ama aşk hakkında pek de bir şeyler bildiğimiz söylenemez. Bu gerek taşıdığı yorum zenginliğinden gerekse hakkında yeterli bilginin bulunamayışından kaynaklanır.

   İlk çağlardan itibaren filozof ve mütefekkirler tarafından felsefenin neredeyse tüm problem alanlarında değerlendirilmiş, kimilerince insanın olmazsa olmaz değerlerinden, vazgeçilmez erdemlerinden biri olarak kabul edilmişken, kimilerince de kaçınılması, sakınılması gereken bir tutku veya iyileştirilmesi gereken bir hastalık olarak kabul edilmiştir. Yani aşk hakkında bugün de olduğu gibi geçmişte de tam bir görüş birliği yapılamamıştır. Ama bildiğimiz kesin bir şey var: Aşkın herkeste duygusal, tatlı bir his bıraktığı… Öyle olmasaydı eğer; bu şarkılar, şiirler, resimler insanların yüreğindeki o ince sınıra dokunur muydu hiç? Her dinleyen, okuyan, bakan, o sizi hisseder miydi?

     Aşkın tanımı farklı ama bıraktığı his aynıdır. Kimse yaşadığı o şeyi tam ifade edemediği için tanımlar aynı değildir. O yüzden de söylenir ya hep: “Aşk anlatılmaz yaşanır” diye. Özü, tözü cismi olmadığı için tam tanımı yok; ama bıraktığı çok sağlam bir izi var aşkın hayatta. İşte bu da aşkın felsefesi ve var olma mücadelesidir.

     Aşk da kendince duruşunu, felsefe anlayışını kavramış ve insanlara, anlatılmaz yaşanır olduğunu, en temel ilkesi olarak kanıtlamaya çalışmıştır. Bu da demek oluyor ki felsefe aşka değil aşk felsefeye egemendir. Kavrama boyun eğmediği için aşkın, felsefi tahlillere tabi kalması zordur. Aslında aşk, sadece felsefeye değil tüm varlıklara egemendir; ama bu egemenlik aşkın yorumlanmasına engel olmamaktadır. Üstelik aşk yalın, basit, olduğu için her şeyi onunla açıklamak mümkündür. Dolayısıyla felsefe, aşk hakkında söz söyleyebilecek gücü kendinde her zaman görmüştür.

  O halde “aşk ve diğer tanımlanamazlar, mantık açısından tanımlanamadıkları için bilinemezler, bilinemedikleri için de haklarında konuşulamaz” sonucu çıkarılamaz. Çünkü aşk da dâhil olmak üzere sözü edilen tüm duygular, tecrübe alanında olgu niteliği kazandıkları ve tecrübeler tanımlanamadığı, bunları bilme ve anlamanın en iyi yolu bizzat yaşayarak, tecrübe ederek anlatmaktır. Bu bakımdan aşk için “anlatılmaz yaşanır” ifadesinin kullanılması bir realiteyi yansıtmaktadır.


                                                  

    Eğer bir gün biri size aşk nedir diye sorarsa “anlatılmaz, yaşanır” felsefesine uygun olarak Mevlana’nın o muhteşem dizeleriyle tanımlamaya çalışın

“Birisi ‘aşk nedir?’ diye sordu,

Dedim ki ‘benim gibi olursan bilirsin.

Aşk sayıya sığmaz, ölçüye gelmez sevgidir.”

  İçinizde sevginin sayılara sığmaması ve ölçülere gelmemesi dileğiyle…

 

CEMİLE POLAT

 

 
  Bugün 6 ziyaretçi (42 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol