AKDENİZ'DE FELSEFE
  KOCA BİR HİÇ OLMAK
 

KOCA BİR HİÇ OLMAK

  Yedi yaşında okul hayatına başlarsın, nedenini bilmeden. Ne bundan bahseden iyi eğitimli öğretmenler, ne de bunu anlatabilecek bir aile vardır. Anne, baba eğitimsizdir. Çocuk okusun da ne yaparsa yapsın anlayışı içerisindedirler. Onlar için eğitim, çocuğu okula gönderip cebine para koymaktan ibarettir. Haliyle de çocuk, okulu, git gel yapabildiği, arkadaşları ile vakit geçirebildiği bir yer olarak görmektedir. Bu durum zorlama ile ders yapmayı, yaptığı dersi çarpık yapmayı ve sonucunda da bilgisi eksik, donanımsız bir öğrenci profilini ortaya çıkarmaktadır. Çocuk okumaya devam eder, neden okuduğunu bilmeden.

 

İlköğretim biter, orta öğretim başlar. Tabi haliyle yaş biraz büyümüştür, fiziksel gelişimin beraberinde getirdiği değişiklikler meydana gelmiştir. Ama fiziksel değişim dışında değişen pek de bir şey yoktur. Kafa, yine aynı yapıdadır. Git gel, arkadaşların ile vakit geçir anlayışı içerisinde okul hayatı geçip gider. Çocuk için ders, sınav zamanı gelince öyle bakılıp geçilebilen, defterdeki bir iki nottan ibarettir. Nedeni belli; anne baba eğitimsiz, çevresi niteliksizdir. Çocuğa eğitim hayatını nasıl sürdüreceği hakkında en ufak bir bilgi verilmemiştir. Ne bir kitap okuma alışkanlığı, ne de ders çalışma alışkanlığı… Çocuğun anne babadan duyduğu tek şey, nasihat ve azarlamadır. Öğrenim hayatı bu şekilde devam eder gider. Bu zaman zarfında değişen pek bir şey yoktur. Dünyaya bakış açısı sabittir, geniş düşünemez, iki cümleyi bir araya getiremez, bir şeyler yazıp çizmek ister, ama nasıl yapabileceğini bilemez. Bu durum bütün öğrenim hayatı boyunca devam eder.

 

İlkokul hayatında hoca azarlar, değişmesini söyler. Orta öğretim zamanında hoca azarlar, değişmesini söyler. Onca nasihatte bulunurlar ama bir çözüm yolu göstermezler. Çocuk, çarpık eğitim sistemi içerisinde es-kaza bir üniversiteye yerleşir. Okuduğu bölümü niye seçtiğini bilmez. Haliyle de neden okuduğu hala muallâktır.

 

Üniversitede durum daha da kötüdür çünkü çalışma alışkanlığı yoktur, nasıl çalışacağını bilmiyordur. Buna rağmen hocaların ve çevresinin etkisiyle durum birazcık da olsa değişir. Ama yine de büyük değişimi sağlayacak ne hocalar, ne de bu durumu değiştirecek yol göstericiler vardır. Neticede niteliksiz, eğitimsiz, olayın başını kaçırmış, ortasını atlamış, sonunu ise nasıl görebileceğini bilmeden okumaya çalışan bir öğrenci vardır. Ama hala neden okuduğunu bilmemektedir. Bocalar, bocaladıkça dibe doğru batar. Bunu kimse fark etmez,  hocalar “niteliksizsin” deyip, vasıfsız ilan ederler çocuğu. Durumu biraz düşünür çocuk, ne yapabilirliği üzerine eğilir ama bir çözüm yolu bulamaz çünkü bir temeli yoktur.

 

Çarpık bir yapı üzerinde, sağdan soldan eklenmiş çarpık bilgiler vardır. Yine de öğrenim hayatını bitirme aşamasına gelir bir şekilde. Yaklaşık 15 yıl geçmiştir öğrenim hayatına başlayalı ama ortada ne vardır..? Bir yazı yazmaya kalktığında cümleleri toparlayamayan, devrik cümle kurmaktan öteye gidemeyen, çarpık bilgilerden toparlanmış bir yazı yazabilen, vasıfsız, donanımsız, bilgiden yoksun, koca bir hiç.

                                                                                                                                  AKİF CİRİT                                                                                     

 

 
  Bugün 8 ziyaretçi (53 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol